Keçiören Masaj Salonu-Masör Esra Hanım

Keçiören Masaj Salonu-Masör Esra Hanım

Keçiören Masaj Salonu-Masör Esra Hanım Tam bu sırada, orkestra elemanları enstrümanlarını ellerine aldılar ve valsin ilk melodileri havayı doldurmaya baÅŸladı. “Sanırım bu benim dansım, ” dedi Turner ve Miranda onun gözlerini, kendi gözlerinden ayırmamış bulunduÄŸunu fark etti. Titredi. “baÅŸlamış olalım mı?” diye mırıldandı Turner ve kolunu ona uzattı. Miranda başını salladı ve sesini yeniden kazanmak için bir an bekledi. Turner’ın içinde bir ÅŸeyler olmasına niçin olduÄŸunu fark etti. Tuhaf, titreten, onu nefessiz bırakan ÅŸeyler. Ona sadece bakması yetiyordu – hitabına gerek yoktu, bir tek ona gerçekten bakması, gözlerini onun gözlerine bırakması yeterliydi, derin mavi ve önsezili, ona kendini soyunmuÅŸ ve ruhunu çıplak hissettiren gözleri.

En fenasü ise onun bunu bilmiyor oluÅŸuydu. Miranda iÅŸte orada duruyordu ama büyük mümkünlıkla Turner, onun kahverengi yavan gözleri haricinde hiç bir ÅŸey görmüyordu. Miranda, hâlâ onun küçük kız kardeÅŸinin ufak arkadaşıydı ve görünüşe bakılırsa, hep de öyle kalacaktı. “Beni burada tek başıma bırakacaksınız demek, ” dedi Olivia. “Korkma, ” dedi Miranda, “Yalnızlığın fazla uzun sürmez. Sanırım senin sürü limonataları almış, geri dönüyor.

Keçiören Masaj Salonu-Masör Esra Hanım

Keçiören Masaj Salonu-Masör Esra Hanım Olivia yüzünü ekÅŸitti. “Hiç dikkat ettin mi Turner, Miranda’nın espri anlayışı ne kadar da kıt?” Miranda başını yana eÄŸdi ve gülümsedi. “Sanırım bu bir kompliman deÄŸil.” Olivia ona hafifçeçe el salladı. “Allah’a emanet ol. Sana Turner’la iyi danslar.” Turner Miranda’yı dirseÄŸinden tuttu ve dans pistine götürdü. “fazlaca tuhaf bir espri anlayışın var biliyor musun, ” diye mırıldandı. “Öyle mi?” “Evet, ama en çok sevmiÅŸ olduÄŸim özelliÄŸin de bu, bu nedenle sakın deÄŸiÅŸme.” İçinde hissettiÄŸi tuhaf mutluluk duygusunu engellemeye çalıştı. “Bunun için çaba harcayacağım Lordum.

Turner, vals için ona sarılırken çekingendi. “Demek, ‘Lordum’ , öyle mi? Ne zamandan beri bu kadar kibar oldun?” “Londra’ya geldiÄŸimden bu yana. Annen bana görgü aşılıyor.” sonrasında tatlı tatlı gülümsedi ve “Nigel, ” diye ekledi. Turner suratını astı. “Sanırım Lordumu tercih ederim.” “Ben Turner’ı tercih ederim.” Turner Miranda’nın belini sıkıca kavradı. “Güzel. Bu ÅŸekilde devam et.” SessizliÄŸe geçmeden önce Miranda hafifçeçe iç geçirdi. Valslar arasında en ağırbaÅŸlı olanı buydu. Nefesini kesen dönüşler veya başını döndüren hareketler yoktu. Bu da ona, o anın keyfinı çıkarma ve elini onun elinde hissetmenin hazzını alma fırsatını veriyordu.